26 Nisan 2012 Perşembe

Kadınları Mutlu Etmenin 25 Yolu

Kategori: Komplo Teorisi
Yazar: gereksizmevzular




Dinleyin. Her şeyden önce karşınızdakinin size söylediklerini dinleyin. O sizi dinlemese de olur önemli olan kadının mutluluğu.
Sırlarınızı açın. Kapalı kutularınız olmasın, şeffaf davranın, sırlarınızı ona açın. Ama o size bi bok açmasa da olur önemli olan kadının mutluluğu.
Klasikler iyidir. Üşüdüğü zaman ona ceketinizi verin. Hep götü donan erkek olmalı önemli olan kadının mutluluğu.
Sarılın. Fırsat buldukça ona sarılın. Sarılmak istemezse zorla sarılın.
Gülün. Yalnızca onu güldürmekle kalmayın, siz de onunla birlikte gülün.
Sürpriz yapın. Herhangi bir özel gün olmasını beklemeden ona küçük sürprizler yapın. Beğenmezse de çaktırmaz mutlu olur.
Tanıştırın. Onu arkadaşlarınızla tanıştırın, birlikte zaman geçirin. O sizinle kimseyi tanıştırmasa da olur önemli olan kadının mutluluğu.
Ölümsüzleştirin. Birlikte fotoğraf çektirin. İstemezse zorla çekin, en kötü sadece onu çekin.
Söyleyin. Onu sevdiğinizi saklamayın, açık açık söyleyin. Zırt pırt söyleyin de büyüsü kaçsın sıkılsın sizden, belki böyle de mutlu olur.
Kelimelerden kaçmayın. Onu güzel buluyorsanız söyleyin, çekici buluyorsanız söyleyin, düşüncelerinizi kendinize saklamayın. Zırt pırt söyleyin de büyüsü kaçsın sıkılsın sizden, belki böyle de mutlu olur.
Eski moda olun. Ona kapıları açın, sandalyesini tutun, evine kadar bırakın. İstemezse zorla bırakın.
Sorun. Eğer size bir şeyler yanlış ya da ters geliyorsa, bunu ona sorun. Hiç tatmin olmasanız da zorla tatmin olun, o da çok tatmin edici şeyler söylediğini sanıp mutlu olsun.
Özgür bırakın. Her şeyine karışmayın, gereksiz kıskançlıklar yapmayın. Gerekli kıskançlıklar da yapmayın çünkü onlar için hepsi gereksiz anasını satıyım.
Yapmayın. Ona hiçbir konuda yalan söylemeyin, beyaz yalanlar da dahil. O size söylese de olur, siz sike sike sineye çekip unutursunuz ama kadın unutmaz.
Aldatmayın. Aldatmak her yönden çirkin bir şey.
Gezin. Birlikte pek çok yere gidin, hep aynı yerde sabitlenmeyin. İstemezse zorla götürün, paranız yoksa bana gelin ben verecem.
İletişimi eksik bırakmayın. Ona mesajlar atın, arada bir notlar yazın, arayın. O size atmasa da olur önemli olan kadının mutluluğu.
Orada olun. Size ihtiyacı olduğu zaman yanında olun. Sizin ihtiyacınız olduğunda o yanınızda olmasa da olur önemli olan kadının mutluluğu.
Hatır sorun. Gününün nasıl geçtiğini sorun ve sorunun cevabını dinleyin. O dinlemese de olur önemli olan kadının mutluluğu.
Elini tutun. Birlikte yürürken, yan yana otururken, mümkün olan her an elini tutun. Tutturmazsa zorla tutun.
İlk bırakan o olsun. Onu kollarınızda mümkün olduğunca uzun süre tutun, sarılırken ilk bırakan siz olmayın. Siz ilk bırakırsanız kadın onu sevmediğinizi falan sanıp mutsuz olur, ama ilk o bırakınca sizin böyle bir lüksünüz yok kusura bakmayın hacılar yoksa kısır döngüye girer.
Gözlerine bakın. Onunla konuşurken gözlerinin içine bakın.
İyi geceler dileyin. Gece uyumadan önce tatlı rüyalar demek için telefon edin. Açamazsa mesaj atın. O size atmasa da olur önemli olan kadının mutluluğu.
Rahatlatın. Ağlıyorsa kaçmak yerine göz yaşlarını silin ve onu teselli edin. Sizin ağlayasınız varsa akşam bir şişe viski eşliğinde yapın, çünkü onun yanında sadece teselli olduğunuzu sanacaksınız.
Konuşun. Onunla her türlü konu hakkında konuşun. Eninde sonunda her konuşmanın sonunda o bir şekilde mutsuz olmayı başaracak ama olsun siz konuşun.


Ha tüm bunları yaptınız da mutlu mu olacak, yoo olmayacak. Sürekli mutsuz olacak abidik gubidik bişey bulmayı başarıcak. Ama en azından bunları sürekli aralıksız tekrarlayarak eksiltili de olsa sonsuz bir mutluluk döngüsü yaratabilirsiniz. Ha bu süreçte sizin göte gelmiş psikolojiniz nolacak onu da söyleyeyim. Ne psikolojisi, ne bozulması, ne üzülmesi lan dalga mısınız olm, siz daha Nilüfer ile Şebnem'i duymadınız mı amk!




22 Nisan 2012 Pazar

Youtube Easter Egg, Gizli Yılan Oyunu

Kategori: Sosyal

Az önce şansa bala keşfettiğim bu Easter Egg'i paylaşmak istedim, insan kendisi keşfedince böyle şeyleri mutlu oluyor. Sanırım 2010 yazından beri olan bir olay ama ben daha yeni farkettim bak sen şu işe... Neyse nedir bu easter egg, Youtube'ta bu videolar yüklenirken görüntünün ortasında loading manasında böyle yuvarlak saydam bir işaret oluyor ya, o oluştuğunda yukarı aşağı sağ sol ok tuşlarına basınca o bir anda "Snake" oyununa dönüşüyor. İlle videonun yüklenmesine gerek yok tabi videoyu durdurup "sol ok" tuşuna basılı tutunca da aynı oyuna erişebiliyorsunuz. Muhtemelen videoların yüklenmesini beklerken canı sıkılan kullanıcılar için düşünülmüş eğlenceli bir fikir. Google cidden eğlenceli firma arkadaş her insanın çalışması gereken bir ortam, adamların bu ufak tefek sürprizleri insanı çok mutlu ediyor şerefsizim.


Tabi normal videoların renkleri içinde bazen yılanı ve yemi seçmek zor olabiliyor. Çok fazla bağımlılık yaparsa aşağıda adamın teki 10 saatlik siyah ekran bulunan bir video koymuş, yılanı ve yemi görmek kolay olduğu için rahat rahat oynayabilirsiniz. Tabi şimdi bunu upload eden adama sorarlar ulan zaten oyunu oynarken video duruyor, 10 saatlik video upload etmeye ne gerek var 10 saniye de aynı işi görücek zaten dingil yaa.


2012 Yılının En Çekici 25 Kadını!

Kategori: Geleneksel
Yazar: gereksizmevzular


Henüz 2012 yılına gireli çok uzun süre olmamasına rağmen, Glamour dergisi editörleri 2012 yılının en çekici 25 kadınını sıralamış. Gelin hep birlikte bu adamların nasıl bi boktan anlamadıklarını görelim...



25-Katharine McPhee


24-Chloë Moretz (Bu ne lan bu ne amk mongol gibi lan)


23-Beyoncé (Bu karı bitti lan artık olm sizi çekti mi lan beni hiç çekmiyo şerefsizim şu vücuda bak iğrenç lan)


22-Emily Blunt


21-Lady Gaga (Lan bu kadın bile değil erkek lan bu erkek, taşakları varmış lan bunun)


20-Melissa McCarthy (Şimdi bunun beni çekmesi mi gerekiyodu 500 kilo lan bu)


19-Kirsten Dunst (Tamam şimdi bu hatuna laf yok allah taş eder valla)


18-Kristen Stewart


17-Michelle Williams (Olm bu resme aldanmayın bu da çok bozdu lan)


16-Amanda Seyfried


15-Jessica Biel


14-Jennifer Lopez (Bu karının devri bitmedi mi lan hala ölmedi bu amk)


13-Carey Mulligan


12-Taylor Swift (Tamam Taylor ablaya da laf edemiycem allah taş eder)


11-Olivia Wilde (Bu nasıl 11. lan şimdi Kirsten'den Taylor'dan daha mı çekici bu bi s.ktirin gidin ya sinirlendim akşam akşam)


10-Zooey Deschanel (Alın size New Girl'ün tatlı kızının makyajsız hali, travesti gibi amk)


9-Nicki Minaj (Lan bu ne lan, bu insan mı amk yaratık lan bu, şerefsizim kabuslarıma giricek)


8-Anne Hathaway



7-Adele (Sadece beni mi çekmiyo lan bu, ibne miyim ben çekmiyo şerefsizim çekmiyo)


6-Elizabeth Olsen


5-Mila Kunis


4-Rihanna


3-Rooney Mara (Ulan iyi hadi tamam, hoş kız, tatlı kız da koskoca yılın 3. çekici kadını buysa sıçarım böyle işleyen sistemin çarklarına)


2-Emma Stone (Saygılar abla..)


1-Jennifer Lawrence


-------

Ulan içlerinde 3-5 tane dışında gerisi tırt yemin ediyorum, ne satılmış, ne yavşak bi dergiymiş lan bu Glamour, isminde hayır yok zaten lanet olsun böyle dünyaya gidiyom ben..

Siyah Noktalardan Nasıl Kurtulurum?

Kategori: Sağlık-Güzellik
Yazar: gereksizmevzular

Siyah noktalarınızdan basit uygulamalarla kurtulmanız mümkün. Doğal yöntemlerle siyah noktalarınıza veda edin.


Siyah noktalar cilt genetiğiniz ve hormonal nedenlere bağlı olarak yağ bezlerinin cilt gözeneklerini tıkaması ve kirle dolması sonucu oluşmaktadır. Cildin temiz tutulmaması ve yağlı besin tüketimi siyah noktalarınızda artışa neden olacaktır. Bu nedenle beslenmenize dikkat etmeniz ve cildinizi temiz tutmanız siyah noktalarınızla mücadelede çok etkili olacaktır.

Haftada 1-2 defa yüzünüze buhar banyosu yapın. Kafanıza bir havlu örterek su buharında 10-15 dakika bekleyin. Dilerseniz kaynattığınız suya birkaç damla lavanta yağı ilave edebilirsiniz veya suyu kaynatırken papatya ekleyip yüzünüze bu şekilde buhar yapabilirsiniz. Cildinizin zarar görmemesi adına buhara yüzünüzü çok fazla yaklaştırmayın. Yumuşayan ve gözenekleri açılan cildinizde siyah noktaların olduğu bölgeleri iki parmağınızla sıkıştırarak siyah noktaların çıkmasını sağlayın. Asla fazla baskı uygulayarak cildinize zarar vermeyin. En son olarak yüz için özel üretilen ham ipek kese yardımı ile yumuşak harekelerle yüzünüzü keseleyin.

Uygulama sonrası açılmış gözeneklerinizi tekrar sıkıştırarak bir tonik görevi görecek olan saf gül suyunu yüzünüze sürün. Bakımınızı az yağlı bir nemlendirici ile sonlandırabilirsiniz.

Siyah noktalarda mücadelede yoğurt maskesi de etkili yöntemlerden bir tanesidir. Yaklaşık bir yemek kaşığı yoğurt ve yarım limon suyunu karıştırın. Göz çevreniz dışında yüzünüze sürün ve 15 dakika bekletin ve ılık su ile temizleyin.

Her sabah ve akşam cildinizi mutlaka yıkayın. Cilt temizliğinizi ihmal etmeniz halinde siyah noktalarınızda tekrar artış olacaktır.


Twitter'ın Yüzde 25'i Okumaya Değmez!

Kategori: Sosyal
Yazar: gereksizmevzular


İşte iyi tweet atmanın ipuçları...




Dünyada 140 milyon Twitter kullanıcısı, her gün 340 milyon twit atıyor. Fakat düşünceleri 140 karaktere sığdırıp, takipçi sayısını artırmak ayrı bir yetenek gerektiriyor. ABD'de yapılan araştırma Twitter fanatiklerinin 'twit'lerden çok da memnun olmadığını ortaya koydu. Araştırmaya göre atılan twitlerin yüzde 36'sı 'okumaya değer', yüzde 25'i 'okumaya değmez', yüzde 39'u ise 'idare eder'.


EN ÇOK OKUNAN TWEETLER
1. ESPRİLİ OLANLAR: Araştırmada esprili twit atanların takipçi sayısının daha fazla olduğu ortaya çıktı.
2. REKLAM YAPANLAR: Twitter kullanıcıları, kişinin işiyle ilgili reklamları okumaya değer ve faydalı buluyor.
3. TAKİPÇİLERE SORU SORUNLAR: Kullanıcının takipçilere yönelttiği sorular dikkat çekiyor. 
4. BİLGİ VERENLER: Bir çok kullanıcı, Twitter'ı yeni bilgi edinmek için kullanıyor. İnternetteki ilgi çekici sitelerin linklerini veren twit'ler okumaya değer.


EN AZ OKUNAN TWEETLER
1. ŞİKAYET EDENLER VE FİKİR BEYAN EDENLER: Twitter fanatikleri şikayet içeren ve 'Şurada sakın yemek yemeyin' gibi twit'leri okumuyor.
2. KİŞİSEL BİLGİ VERENLER: 'Dizi izliyorum' ya da 'Dışarı çıkıyorum' gibi sürekli ne yaptığınızı anlattığınız kişisel bilgi twit'leri kimsenin umurunda değil.
3. MUHABBET: Cevap mesajları bazen çok uzuyor. Bu takipçilere, iki kişinin telefon konuşmasını dinlemek gibi hissettirebiliyor. Uzun sohbet etmek istiyorsanız, twit yerine mesaj atın. 
4. KENDİNİ GÖSTERME: "Herkese Günaydın!" gibi tweet'ler gereksiz ve hatta sıkıcı. Sizden başka kimseye hitap etmeyen tweet'leri atmadan önce bir daha düşünün. 

Kaynak: Habertürk

8 Nisan 2012 Pazar

Yerli Turistler İçin İstanbul Rehberi!


Kategori: Geleneksel
Yazar: gereksizmevzular


Önsöz


Benden öncede sana aşık olanlar vardı
Benden sonrada oldular.
Ne aşklar yaşandı sende,
Ne aşklar son buldu yine sende.
Hiçbir güzel senin kadar sevdiremedi kendini,
Hiçbir sevgili unutturamadı seni.
Rüzgarın birbaşka eser akşamlarında
Sonbahar bir başka sarıdır yapraklarında
Yedi tepen gelinlik giyer kışlarında
Çiçekler erken açar erik ağaçlarında
Yazı yaşayamaz olsamda kıyılarında
Sen benim ilk ve son aşkımsın İSTANBUL.



demiş Ender ŞAHİN. Ben demedim, benim ilk ve tek aşkım başka. Neyse şimdi gelelim esas konumuza, böyle arasanız İstanbul'a adanmış yüzlerce, binlerce aşk şiiri bulursunuz. Hepsi de İstanbul'un muhteşem büyüsünü, otantizmini, aurasını anlatmaya çalışır. Ulan madem bu kadar uğruna aşk şiirleri yazılıyor, millet bu kadar övüyo da, bi takım insanlar neden bu şehre hep sövüyolar. Evet gelin görün ki İstanbul'un yerlisi dışında bizim insanımız çok sevmez İstanbul'u, karışık, tehlikeli şehir diye nitelendirir. Aksini söylemeyelim şimdi İstanbul cidden karışık şehir anasını satıyım, o yüzden biz de dedik İstanbul'a yolu düşen yerli turistlerimiz şehrin kalabalığı ve cümbüşü içinde kaybolup da sonra şehre sövmesinler, bi rehber yapalım yollarını bulsunlar, dedik ve başlıyoruz.


Öncelikle eğer özel araca sahip değilseniz aşağıdaki "metrobüs ve raylı ağ" haritası hayat kurtarır. Hayır zaten eşşek gibi trafiği olan bi şehir bu, otobüsü geçtim özel araç bile işkence o yüzden metrosu, tramvayı, metrobüsü nerden geçer bilmek hayati öneme sahip. Haritayı iyice inceleyin de rehberin devamında sık sık bu haritaya gönderme yapıcam ona göre. (Büyük görmek için resmin üstüne tıklayabilirsiniz ama tavsiyem sağ tuş yapıp "yeni sekmede aç" demek, çünkü o zaman bir boy daha büyüyor yazılar okunabiliyor.)



Şimdi burda bikaç nokta var, öncelikle otogar'dan bahsedelim. Eğer otobüsle geldiysen yolunu bulursun abi, kırmızı renkli M1 kodlu metro otogardan geçer, hatta direk "Otogar" diye durak var, hatta metro o durağa gelirken "sıradaki istasyon, Otogar, Otogar'da inicek sayın yolcularımız lütfen çantalarınızı hazırlayıp kapı önünde bekleyiniz" şeklinde bir anons gelir. Bu gereksiz bi ayrıntıydı niye söyledim bilmiyorum neyse en azından blog konseptine uydu. Yani metroyu bulduktan sonra zaten ordan kendini şehrin istediğin tarafına sallarsın. Bi de hava yoluyla gelmişsindir ihtimali var, eğer Atatürk Havalimanı'nda indiysen işin gene kolay abi, bu M1 kodlu metronun ilk duraklarından birisi Atatürk Havalimanı zaten. Ha bi de Sabiha Gökçen Havalimanı var, ordan geldiysen allah bin belamı versin ki nasıl yolunu bulursun bilmiyom, sora sora buluyom ben sağolsun bizim insanımız yol tarifini biliyo, Ankara'da herkes farklı yön gösteriyo anasını satıyım. Neyse eğer demiryoluyla geldiyseniz de problem yok, Metrobüs'ün son durağı olan Söğütlüçeşme zaten Haydarpaşa'nın dibinde oluyo, karşıya geçiyosun metrobüsü buluyosun, ordan kendini yine sallıyosun şehrin bi köşesine. Deniz yoluyla geldiyseniz bildiğim kadarıyla sadece Yenikapı ve Pendik iskelelerinden şehirlerarası yolculuk oluyo. Eğer Yenikapıda'n geldiysen Sirkeci-Halkalı Banliyö Treni var, ordan salarsın kendini, eğer Pendik tarafından gelsiysen, orda da Haydarpaşa-Gebze Banliyösü var, ne biliyim Haydarpaşaya gidersin en kötü ordan bulursun yolunu. Ha kardeşim benim gidicegim yere raylı sistem gitmiyo napacam ben diyosan da bi ton otobüs var kardeşim, şimdi ben burda tüm otobüs güzergahlarını saymaya kalksam ömrüm yetmez, onları da "sora sora Bağdat bulunur" felsefesiyle hallediyorsunuz. Aşağıya bir de İstanbul haritası koyalım da biraz inceleyin neresi nerdeymiş bir fikriniz oluşsun. 


Neyse ulaşım ağına az çok hakim olduktan sonra gelelim İstanbul'da gezilip görülmeye değer yerler listemize...

1.Eminönü

Galata Köprüsü ve Boğaziçi

Valla Eminönü çok büyük biyer de ben size sadece Galata Köprüsü ve çevresinden bahsedeyim bu konu başlığı altında. Abi ben Eminönüne nasıl giderim diyorsanız o önceki haritadaki T1 kodlu tramvay Eminönü'nden geçer. Zaten o tramvay çok güzeldir, çok fazla dolaşır ama resmen turistler için yapılmış gibidir, bi ton görülmeye değer yerden geçer. Neyse, Galata Köprüsü çok ünlüdür, Haliç üzerine kurulmuş Karaköy'le Eminönü'nü birbirine bağlayan bir köprüdür. Üstünde tüm gün balık tutan insanları görmek mümkündür, köprünün altında da çok hoş restoranlar falan vardır, onlardan birinde oturup Haliç manzarası eşliğinde bira-balık yapmak çok keyiflidir. Onun dışında bu Eminönü meydanının orda Yeni Cami bulunur. Aşağı resimdeki cami odur zaten. Oralar güzeldir abi, yanında Mısır Çarşısı falan vardır, gidin gezin seversiniz.

 Yeni Cami

Galata Köprüsü

2.Sultanahmet

Sultanahmet Camii

Şimdi arkadaşım Sultanahmet cidden güzel mekan, hele ki böyle tarihi dokulara meraklı bi tipseniz bayılırsınız siz buraya. Sultanahmet Camii olsun Ayasofya olsun Topkapı Sarayı olsun Yerebatan Sarnacı olsun bok gibi tarihi turistik mekan var burda. Gezin gezin bitmez yani sayamam şimdi hepsini biraz da kendiniz keşfedin. Ha buraya nasıl gidersiniz az önce Eminönü'ne gittiğiniz T1 kodlu tramvay ahanda burdan da geçiyo.

Ayasofya

Sultanahmet Meydanı

3.Beyazıt

Beyazıt Meydanı ve İstanbul Üniversitesi

Beyazıt tarihi yarımadanın merkezinde ve şehrin ulaşım ağının odağındaki bir semttir. Şimdi "tarihi yarımada ne lan?" diye soruyorsun sen bana. Tarihi yarımada denilen yer Haliç, İstanbul Boğazı ve Marmara deniziyle çevrili olan, İstanbul şehrinin ilk kurulduğu ve gelişmeye başladığı yerdir. Haliç de Fatih'le Beyoğlu arasındadır yanlış olmasın konunun yukarısındaki İstanbul haritasında görürsünüz. Yani bu Sultanahmettir Beyazıttır Eminönüdür falan asıl İstanbul, gerçek İstanbul buralardır benim nacizane fikrim çerçevesinde. Neyse Beyazıt'ta ne vardır, İstanbul Üniversitesi'nin Beyazıt Kampüsü vardır, Kapalıçarşı vardır, buram buram eski kitap kokusuyla Sahaflar Çarşısı vardır, aşağısında Gülhane vardır. Yani burası kültürel dokuya sahip bir yerdir, sen buraları gezerken vay anasını İstanbul'dayım lan dersin. Yoksa gitmişsin Teşvikiye'nin kıçı kırık AVM'sinde alışveriş yapmışsın bu değil İstanbul amk. Neyse tamam sakinim. Gidin görün işte...

Kapalıçarşı

4.Beyoğlu

Taksim Meydanı

"Beyoğlu İstanbul'un en İstanbul kokan ilçesi olarak tanımlanabilir, kozmopolit teriminin hayat bulduğu yerdir. İstiklal Caddesi ve çevresindeki sokaklar yalnızca Beyoğlu'nun değil İstanbul'un da merkezi sayılabilir. İstiklal Caddesi dışında Cumhuriyet, İnönü ve Cihangir caddeleri de ticaret ve eğlence fonksiyonunun en belirgin oldukları yerlerdir. İlçe sınırları içinde yer alan çeşitli kültürel etkinliklerin yapıldığı tesisler, ilçenin bir kültür merkezi olmasını da sağlamıştır. Sinemalar, tiyatrolar, gösteri merkezleri gibi yerler, Beyoğlu İlçesi'nde yaşayan nüfustan çok fazla nüfusun faydalandığı, İstanbul ve Türkiye genelinde bir anlam ifade eden yerlerdir."

Yukarıdaki açıklamayı vikipedi'den çaldım dayanamayıp. Ama adamlar güzel demişler. Neyse arkadaşım ben çok severim burayı, Meydanı ayrı güzeldir, İstiklal Caddesi ayrı güzeldir, Cihangir merdivenlerinde şarap içmek bambaşka güzeldir. Tarlabaşı tarafında çok torbacı olur, biri size Tarlabaşı'na gidelim gibi bişey derse uzak durun yani başınıza bela almayın. Onun dışında şeker gibin biyerdir burası. Gençlerin ,çoğunlukla üniversite gençliğinin, fazlaca tercih ettiği bi ortamdır, her telden insanla karşılaşabilirsiniz, enteresan bir kültür cümbüşü vardır burda. Ay ben anlatamıycam fazla güzel biyer siz gidin kendiniz görün arkadaş. Ama öyle ailecek falan giderseniz zevki çıkmaz ona göre benden söylemesi...

Buraya nasıl gidersiniz merak ediyosanız M2 kodlu metronun son durağıdır, Kabataş-Taksim arası füniküler hattı vardır. Ha bi de Karaköy-Taksim arası Tünel var böyle yer altından gidiyo bi de o var işte. Yani mesela sen kendini Eminönü'nde buldun ya, ordan Galata Köprüsünü geçip Karaköy'e gelirsin, orayı biraz gezersin, sonra ordan Tünel'e binip kendini istiklalde bulabilirsin. Ordan da nostaljik tramvaya binip Taksim Meydanı'na kadar çıkarsın ama meydana kadar yürüyerek çıkmak çok daha keyifli bişeydir. Bu Galata Kulesi de tünelin yakınlarında biyerdedir.

Galata Kulesi

İstiklal Caddesi

5.Eyüp

Haliç'e nazır Pierre Loti Tepesi'nden İstanbul manzarası

Valla açık konuşayım bunca yıldır İstanbul'dayım buralara bir kere yolum düşmedi, o yüzden çok ayrıntılı tarif veremiycem ama önemli noktalara değinelim. Eyüp güzel semttir aslında, Kemerburgaz olsun, Feshane olsun buralar çok tarihi, görülesi yerler, Miniaturk vardır bi de o da hoştur bi gidip görmek lazım, en ünlüsü de Pierre Loti'dir heralde. Pierre Loti'ye Eyüp'ten teleferikle çıkılıyormuş. Böyle sevgililer falan çok severmiş orayı ayrı bir havası, ayrı bir büyüsü, ayrı bir romantizmi varmış ordan İstanbul'u izlemenin. Nasip olmadı hiç inşallah bir gün olur.

Miniaturk, Anıtkabir maketi


6.Beşiktaş


Ortaköy Camii ve Boğaziçi Köprüsü

Beşiktaş öyle bir ilçedir ki baya önemli mekanlara ve semtlerin bağlı olduğu biyerdir. Bebek, Ortaköy, Kuruçeşme, Yıldız ve Beşiktaş önemli semtleridir. Evet abi Beşiktaş ilçesi içinde Beşiktaş semti var doğru duydunuz. Bir kere öncelikle Beşiktaş'ın sahili güzeldir abi, mesela semt olan Beşiktaş'tan bahsedersek, sahilde Bahçeşehir Üniversitesi bulunur, onun önündeki iskele boğaza karşı içmek için çok idealdir. Ortaköy zaten muazzam güzellikte bir yer, yukarıdaki resim zaten her şeyi açıklıyor. Bir de Ortaköy'de çok güzel kumpir yaparlar yolunuz düşerse yemeden dönmeyin yani. Bebek koyu da doğal bir güzelliktir abi. Çırağan Sarayı, Dolmabahçe Sarayı, Yıldız Sarayı, Ortaköy Camii falan bunlar İstanbul'a geliyosan görmen gereken yerler. Levent de buraya bağlıdır, baya modern AVM'ler ve iş yeri merkezleri buralarda bulunur. Anlat anlat bitmez de uğraşamam maksat yerli turistlerimizin birazcık fikir sahibi olmalarını sağlamak.

Beşiktaşa raylı sistemle ulaşamazsınız. Yapabiliceklerinizden biri metrobüsle Zincirlikuyu'ya gelip ordan otobüsle inmek ya da Taksim meydanından otobüsle inmek. Ama Kadıköy-Beşiktaş arası vapur seferleri vardır, böyle 25-30 dk bişey sürer. Kısa boğaz turu gibi olur, aylık akbilimiz varken can sıkıntısından habire git-gel yapardık zevkli olurdu.

Dolmabahçe Sarayı


7.Sarıyer


Rumeli Hisarı


Sarıyer doğal ve tarihi değerler açısından zengin bir ilçedir kardeşim. Mesela şu ünlü Belgrad Ormanları Sarıyer'dedir. Onun yanı sıra Rumeli Hisarı, Rumeli Feneri, Rumeli Kavağı gibi yerler de burdadır. Valla bu saydığım üç şey birbirinin aynısı da olabilir onu hiç öğrenemedim neyse. Esasında eskiden bu civarlardaki ormanlar baya fazlaymış, şimdikinden daha yoğunmuş ama "varlıklı İstanbullu" aileler için ikinci konut yapımına girişen kooperatifler bu ormanları yer yer tahrip edip amına koymuşlar, ibneler. 


Bir de Kilyos vardır burda, bu Kilyos dediğimiz yer de İstanbul'da denize girilebilen nadir ötesi yerlerden biridir. Sanmayın öyle İstanbul'da denize girilmiyo falan giriliyo da Marmara Denizi'ne girilmiyor, Kilyos Karadeniz'de kalıyor. Neyse bu Kilyos çevresi baya güzel oteller, moteller, barlar, plajlar, ortamlar derken yazın Didim, Altınkum'u aratmaz yani. 


Sarıyer'e nasıl gidersin valla ben Beşiktaş'tan minibüse binip gidiyorum, en kötü Taksim'den 25T falan geçiyor. Ama bakmayın bu kadar saydım Kilyos Milyos Rumeli Kavağı falan da hiçbirine gitmedim lan o yüzden o kadar ayrıntı veremedim.


Belgrad Ormanları


8.Kadıköy


Kadıköy - Moda Nostaljik Tramvayı


Ahanda geldik Anadolu yakasına. Şimdi ben genel olarak Anadolu yakasını çok sevmem, neden bilmiyorum çok soğuk, çok sevimsiz, çok duygusuz, çok ruhsuz geliyo bana anasını sattığımın yeri. Ama Kadıköy dışında, Kadıköy'ü seviyorum abi. Şimdi mesela Beşiktaş'tan vapurla geçtiniz Kadıköy'e, burası böyle nasıl desem, entel gibi ama sevimli de olan kesimin yeri gibi birazcık. Sinemasından, tiyatrosundan, kültür merkezlerinden geçinmeyen bir yerdir burası. Süreyya Operası, Reks Sineması, Barış Manço Kültür Merkezi, Caddebostan Kültür Merkezi, Haldun Taner Sahnesi, Halis Kurtça Kültür Merkezi, Müjdat Gezen Tiyatrosu, Çağdaş Sahne, Enver Demirkan Tiyatrosu, Bostancı Gösteri Merkezi gibi önemli kültürel mekanlara sahip bir yer. Bahariye Caddesi çevresinde yoğunlaşmıştır bu kültürel aura, bu caddeyi de çok severim ben, zaten Beşiktaş iskelesine yakındır sora sora yürüyerek bulursunuz. Böyle ortasından Kadıköy-Moda nostaljik tramvayı geçer. Cadde üzerinde anket yapan çocuklara falan rastlayabilirsiniz, olur da rastlarsanız bi 15 dakikanızı ayırın yardımcı olun vaktiniz varsa sevaptır. Neyse bu kadar cadde falan dedik de aslında elit çevre tarafından "Cadde" diye anılan yer Bağdat Caddesi'dir. Valla orası nerde kalıyordu unuttum da orası da güzeldir, ünlüdür baya. Fenerbahçe'nin Stadı da burdadır ayrıyetten.


Bunların dışında Haydarpaşa ve Moda gibi yerler de Kadıköy'e bağlıdır. Moda sahili çok güzeldir abi, bir de Haydarpaşa Garı'nı görmeden gitmeyin, cidden sağlam yapıdır, bikaç yıl önce yangın falan çıkmıştı tepesinde de bişey olmadı galiba neyse.


Haydarpaşa Tren Garı

9.Üsküdar


Kız Kulesi


Şimdik Üsküdar da güzel bir yerdir aslında. Böyle Osmanlı zamanında falan önemli bir yerleşme olduğundan ötürü burda baya kültürel yapılar var, Beylerbayı Sarayıdır, blahblah külliyeleridir, blahblah köşkleridir, camileridir sayarken aslında bunların içinde en önemlisi Kız Kulesidir tabi ki. Evet şu ünlü Kız Kulesi Üsküdar'da abi. Kuleye ulaşmak için Üsküdar'dan motorlar ya da tekneler diyim onlar kalkıyor işte cüzzi bir ücrete götürüyorlar. Kulenin içinde şık bir restoran var, tam evlenme teklifi edilecek yer anasını satayım neyse öhöm.


10.Adalar


Büyükada'da fayton


Bunca yıldır İstanbul'dayım, hiçbişeye yanmam da şu adalara bir kere gidemedim ona yanarım arkadaş. Adalar nedir abi, Büyükada, Heybeliada, Burgazada, Kınalıada, Sedefadası, Sivriada, Yassıada, Kaşık Adası ve Tavşan Adası adında 9 tane adadan oluşan İstanbul'un bir ilçesi. Evet ilçe, garip di mi laa, bu ilçenin merkezi de Büyükada'dır. Neler yapılır Adalar'a gidilince: bisiklet kiralamak çok klasiktir mesela, sonracıma faytonla falan adayı gezip dogal güzellikleri izlemek de güzeldir, bunların dışında Dilburnu'nda piknik yapabilirsiniz, önemli kiliseler, sinagoglar falan vardır onları görebilirsiniz, plajlarında yüzebilirsiniz vs.. Ha hani Marmara Denizi'ne girilmiyodu buralarda nasıl denize giriliyo diye soracak olursanız valla bilmiyom, heralde orası açıklık olduğu için temiz abi ondan.


Büyükada Sahili

Büyükada Yörükali Plajı Koyu


Sonsöz


Şimdi neyse biz böyle anlattık gezilecek görülecek yerleri, ne kadar anlatsak da boş abi, bunun daha ne bileyim Emirgan'dan yapılacak boğaz turları var, Beykoz'daki Polonezköy'ü var, Balat'taki Saltanat Kayıkları mı ne var, Suadiye'si var, Teşvikiye'si var, Fenerbahçe'si var, Tarabyası var, var oğlu var anasını satayım, hani bunları anlat anlat bitiremezsin abi. Zaten İstanbul'un ruhunu yaşayarak, gezerek hissediceksiniz, size şunu yapın bunu yapın demeye gerek yok, zaten kendinizi şehre teslim edince o sizi akıntısına alacak. Neyse ama en azından yolu buralara düşecek yerli misafirlerimize şehri tanıtma amaçlı bir yazı oldu diye düşünmekteyim, umarım İstanbul gözünüzde daha az korkutucu, karışık ve daha az tehlikeli bir yer haline gelmiştir. Ha böyle anlattık güzel güzel sevdiniz beğendiniz hoşunuza gitti biliyorum da göç edip durmayın lan (sözüm meclisten dışarı) nerde çokluk orda bokluk demişler geliyosunuz geliyosunuz yığılıyosunuz sonra şehrin boku çıkar tabi.


Şaka maka güzel oldu lan, keşke birileri de bana başka biyerleri, ne bileyim Ankara'yı falan anlatsa böyle. Neyse sevgiler, saygılar, hürmetler, allahaısmarladık iyi seyahatler...


*     *     *